Türkiye ekonomisinde döviz ve altın piyasalarında yaşanan hareketlilik, makroekonomik politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Dolar/TL kuru 37,89 seviyesine, Euro/TL kuru 41,43 seviyesine ulaşmış durumda. Gram altın fiyatı ise 3.800 TL’nin altına geriledi. Bu dalgalanmalar, ekonomimizin sağlam temeller üzerinde sürdürülebilir bir büyüme yakalayabilmesi için doğru adımların atılmasını zorunlu kılıyor.
Öncelikle, para politikası ve enflasyon yönetimi konusunda istikrarlı bir yol izlenmeli. Enflasyon, yalnızca fiyat istikrarı açısından değil, halkın alım gücü ve refahı açısından da kritik bir faktördür. Merkez Bankası’nın bağımsız hareket edebilmesi ve güvenilir bir para politikası uygulaması, hem piyasaların hem de yatırımcıların güvenini artıracaktır.
Bununla birlikte, yapısal reformlar geciktirilmemeli. Hukuk sisteminin güçlendirilmesi, eğitim ve dijital dönüşüm odaklı reformlarla iş gücünün verimliliğinin artırılması, üretimi teşvik edecek vergi düzenlemeleri ve yatırım ortamını iyileştirecek düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Türkiye, sanayi ve teknoloji yatırımlarına daha fazla odaklanarak, dışa bağımlılığı azaltan ve küresel rekabet gücünü artıran bir üretim modeline geçmelidir.
Dış ticaret ve cari açık yönetimi, ekonomik dengeler açısından hayati bir konudur. Katma değerli ihracatın artırılması, ithalata olan bağımlılığın azaltılması ve yerli üretimin teşvik edilmesi bu dengenin sağlanmasına yardımcı olacaktır. Kısa vadeli finansman çözümleri yerine, uzun vadeli büyümeyi destekleyen politikalar hayata geçirilmelidir.
Ayrıca, finansal istikrar ve bankacılık sektörü güçlü tutulmalı, kredi mekanizmaları sürdürülebilir bir şekilde yönetilmelidir. Ekonomi yönetiminde şeffaflık ve öngörülebilirlik, piyasalardaki güven ortamını güçlendirecek ve ekonomik dalgalanmaların etkisini minimize edecektir.
Son Sözümüz
Güçlü bir ekonomi, sadece rakamlarla değil, toplumun her kesiminin refahı ve güveniyle inşa edilir. Türkiye, sahip olduğu potansiyeli doğru stratejilerle değerlendirdiğinde, krizlerden güçlenerek çıkma yeteneğine sahiptir. Önemli olan günü kurtarmak değil, geleceği inşa etmektir. Üreten, istikrarlı ve güçlü bir Türkiye için hep birlikte çalışmalıyız!
Sibel Arslan
İktisatçı