Yönetmen Michael Moore’un hem yönetmenliğini hem de senaristliğini üstlendiği Şimdi Nereyi İşgal Etmeliyim adlı belgesi bu hafta izleme fırsatı buldum.Belgesel de rüyalar ülkesi Amerika’nın kabuslu taraflarından bahsediyor. Moore belgeselinde Amerika’yı diğer gelişmiş Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıyor ve karşılaştığı tablo inanılmaz. İtalya’dan başlayarak en kuzeydeki İzlanda’ya dek uzanan bir yolculuğa çıkıyor. ABD’nin tersine, modernizm, kapitalizm ile değil de hümanizm ile harmanlayan ülkelerin insani, eşitlikçi ve sosyal yaşam politikalarını inceleyen Moore kıta Avrupası dışında Fransız etkisinin de hissedildiği Müslüman Kuzey Afrika ülkesi Tunus’a uğramayı da ihmal etmiyor.
güvenilir bahis siteleri
Bir ülke düşünün ki vergilerinin %60 ‘nı savunma sanayisine harcayan, bir ülke düşün ki üniversite öğrencilerinin üniversite harçlarını ödeyemeyince hapse atan, bir ülke düşünün ki sosyalliğe dahil hiçbir hizmeti olmayan sağlık hizmetlerini bile özelleştiren işte bu ülke okyanusun hemen ötesinde hayallerinizdeki ülke Amerika!
Trajikomik olay ise hak ,özgürlük, adalet temelli politika sistemini ilk ortaya atan devlette Amerikadır.
O günden bugüne değişen sadece Amerikanın politikası oldu. Vietnam savaşı yenilgisiyle başlayan ve ard arda işgal ettiği ülkelerde düzeni sağlayamayan Amerika istediği kar düzeyini elde edemeyince çareyi başarısızlıkların bedelini halkına ödetmek de buldu
Bu senaryoya bugünlerde çok yabancı değiliz.Aslında süper güç diye örnek gösterilen ülkeyi süper güç yapan bizler miyiz. Belgeselde iyi örnekler yok mu tabi ki var Slovenya ,Finlandiya Norveç vb ülkelerin sistemleri de araştırılmış . Slovenya da Üniversiteler ücretsiz öğrenciler için hayat ucuz. Finlandiya da ise günlük eğitim süresi üç dört saati aşmıyor. Peki bugün bu kadar tembel bir ülke nasıl dünyada eğitim sırasında birinci geliyor.Kısaca söyle açıklıyorlar .Bugun yaramazlık yapan bir çocuk ağaca tırmanır ve ben ona neden ağaca tırmandın diye kızmam sadece ağacın üstünde ne gördün diye sorarım ve o çocuk bana ağacın üstünde gördüklerini anlatır .O gün yeni birsey daha öğrenmiş olur.
Adalet sistemi Amerika da şuan tamamen çuvallamış durumda oldugunu söyleyen Moore hapisten çıkan birinin beş yıl içerisinde tekrar suç işleyerek hapisi tekrar girdiğinden bahsediyor .Peki örnek gösterilen ülke Norveç’ te nasıl? her mahkumun kendine ait bir odası odasının içinde hayal edebileceğiniz kitle iletişim araçları ve ihtiyaç duyduğu mobilyalar mevcut, tekrar dışarı çıktığında suç işlemesin diye rehabilite programları, spor alanları , yemekhaneleri bulunmakta ve uzaktan bir mahkum.mahkumdan çok tatil koyune gelmiş biri gibi görünüyor hatta ayırt etmeniz mümkün olmuyor.Bir coğunuz şunu düşünüyordur eminim biz kötü insanları neden mutluluk içinde yaşatalım sonuçta onlar kötülük yaptığı için oraya tıkıldılar . Ama unutmayın bu dünyada o kadar kötü insan var ki kazanılması gereken biz belki onları kazanamadığımız için bu kötü dünyada yaşamaya mahkum ediliyoruz .İnsan ister istemez belgeseli izleyince şunu soruyor kendine neden benim ülkem alınması gereken iyi örnekler yerine kötü örnekleri ekol olarak benimsiyor ya da bugüne kadar bize dayatılmış olan tüm sistemler ne kadar doğru acaba biz onları kabul ettiğimiz için mi doğru? Bu belgeselden sonra dünyada tüm doğru bildiğimiz herseyin tekrar sorgulanması ve üzerine düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum..
Dilan Karatas / AVRUPAPRESS
AVRUPA
14 février 2025AVRUPA
14 février 2025AVRUPA
14 février 2025AVRUPA
14 février 2025AVRUPA
14 février 2025AVRUPA
14 février 2025AVRUPA
14 février 2025