Hepiniz mi seviyorsunuz ŞİDDETİ gerçekten?
Özellikle KADINLAR, hem de bu dönemde, lütfen şiddetin en küçüğünü dahi gizlemeyin, duyurun, bilinsin! Bakın, iyi aile erkeklerinin ikinci bir evleri, ikinci evlerinde de varilleri var! Muğla’ da böyleyse diğer iç ve doğu kentlerde yaşanan ŞİDDETİN, kaçta kaçı biliniyordur acaba?
Bazı ŞİDDET severler, bazı ŞİDDET uygulayıcılarını, canı gönülden DESTEKLİYOR üstelik!
Yaşanılan toplumun bakışına göre kimi zaman hatalar, yanlışlar, uygunsuz davranışlar, zorbalıklar, zalimlikler, ahlak dışı durumlar, şiddet ve genelde de zaaflar, görmezden gelinebiliyor, biliyorsunuz!
Seç beni, seçtireyim seni, taktiği gibi! Yani kişi, kendisini seçecek kişinin seçilmesini onaylayıp desteklemeli ki seçilmiş olan da kendisini seçebilsin! Siyasi partilerde, şirketlerde, STK larda ve birçok seçimde, bu şekliyle, demokratik bir seçim mi yapılmış oluyor? Demokrasi, sizce bunun neresinde, danışıklı oluşunda mı?
Gözümüzle görüyor, kulağımızla duyuyoruz… Üstelik bir de duyduğumuzu yok sayanları duyup, görüyoruz! En çok da şiddet ve zaaflar görmezden gelinmeye başlandı artık, farkında mısınız?
Bir boşanmış erkek STK Başkanı, bir il müdürünün makamına gidiyor ama müdürü değil de sürekli sekreterini ziyaret ediyor… Bu durum, görünüyor, biliniyor ama kimseye bir şey denilmiyor, görmezden geliniyor! Başka bir STK nın, bir başka kadın üyesine karşı ilgisi de yine duyulmuş biliniyor ama yine kimseden ‘Çıt!’ yok!
Yapan kişi erkek ya, yüzü kızarmadan yine ortalarda gezinmeye devam ediyor… Yaptıklarını bilenler ise hala görmedim, duymadım, bilmiyorum şeklinde üç maymunu oynayabiliyor!
O STK Başkanı, işinden dolayı, kendisini iş yerine gelip ziyaret eden kadınların, kendisine hayran olduklarını, ziyaretleri uzun süreli tuttuklarını, davranışlarındaki ilgiyi, ulu orta, ballandıra ballandıra önüne gelene anlata anlata bitiremiyor! Dinleyenler ise sadece kıkırdıyor… Bu anlatılanlar, Marmaris, Bodrum, Menteşe ve Datça’ daki diğer hayranı olan kadınlar tarafından hiç mi duyulmuyor acaba? Duysalar da umursamıyorlar mı? Bu durumu da o kadınların, pervasızlıklarına mı vermeli? Sonuçta, özel hayat kimseyi ilgilendirmez, denilir ve sadece erkeğin ‘Çapkın!’ sıfatını alması mı sağlanır?
Ancaaak, iş şiddete gelince; görmedim, duymadım, söylemem, denilebilir mi?
Şiddetten zarar gören iki canlı varken, nasıl üç maymun oynanır ki?
« ŞİDDET YAPMAMIŞTIR!” denilebilir mi! Tam tersine, ŞİDDET, herkesçe bilinmeli!
Zar zor da olsa biri şiddetiyle ilgili konuşunca, anında tehdit ediliyor ve konuştuğu kişiyi şikâyet etmesi istenip, susturulmaya çalışılıyor!
STK Başkanı’ nın Başkanı, ‘Şiddet, sekiz – on yıl önce olmuşmuş, dedektif gibi ne diye araştırıyor ve ne yapmaya çalışıyor da diyebiliyor üstelik! Şiddetin anlatıldığı diğer birkaç kişi de kendisi gibi düşünmeye yönlendiriliyor ve inanmamaları için tembihleniyor! Diğer birkaç kişi de seçilebilme uğruna, kuzuya dönüşüyor, şiddete inanmadıklarını söylemeye başlıyor!
İnanılacak gibi değil, değil mi? Ama yaşanıyor işte!
« ŞİDDETTE, ZAMAN AŞIMI! » Nasıl, beğendiniz mi bu yaklaşımı?
Şimdi bu ayıp, sizce kimin AYIBI?
Uyuşturucuyu kullananı değil ama kullanan kişiyi kayda alanın tutuklanması gibi bir durum! Şiddeti, söyleyen değil de sadece şiddeti, öğrenip duyuran kişi suçlu!
Kafanız KARIŞMADI mı? Siz olsaydınız, UTANMAZ mıydınız insanlığınızdan?
Ama benim içimden, onların hayatlarını da iyice ARAŞTIRMAK geldi, İNANIN!
En son ŞİDDETLERİ acaba NE ZAMANDI ve ZAMAN AŞIMINA da uğradı mı bu ŞİDDET acaba?
Tulay Sukun / AVRUPAPRESS
News
