en iyi bahis siteleri
1xbetbetpasmariobet
romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
DOLAR 42,1195 0,31%
EURO 48,7323 0,57%
ALTIN 5.433,330,83
BIST %
BITCOIN 42899040,39%
Ankara
15°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

m/main/wp-content/uploads/2025/05/Aydin-Saglam-Sigorta-2-scaled.jpg">
ADİL DÜZEN’İ BÜTÜN İNSANLIĞA ANLATMALIYIZ MUTLULUK ADİL DÜZEN’LE GELECEK MUTLULUK MİLLÎ GÖRÜŞ’LE GELECEK….
  • AvrupaPress
  • Avrupa
  • ADİL DÜZEN’İ BÜTÜN İNSANLIĞA ANLATMALIYIZ MUTLULUK ADİL DÜZEN’LE GELECEK MUTLULUK MİLLÎ GÖRÜŞ’LE GELECEK….
1460 okunma

ADİL DÜZEN’İ BÜTÜN İNSANLIĞA ANLATMALIYIZ MUTLULUK ADİL DÜZEN’LE GELECEK MUTLULUK MİLLÎ GÖRÜŞ’LE GELECEK….

ABONE OL
octobre 17, 2024 17:07
ADİL DÜZEN’İ BÜTÜN İNSANLIĞA ANLATMALIYIZ MUTLULUK ADİL DÜZEN’LE GELECEK MUTLULUK MİLLÎ GÖRÜŞ’LE GELECEK….
0

BEĞENDİM

ABONE OL
FAYDALI İLİM
Faydalı ilim, insanlığın meselelerine çözün üreten ilimdir. Peygamberimiz “faydasız ilimden” Allah’a sığınmıştır. Faydalı ilim; insanı yok olmaya götüren materyalist ahlak ve eğitimin dayattığı cahili değerleri, İslâm’ın bütün insanlığı kuşatıcı hak, adalet ve merhamet gibi değerleriyle değiştirmeyi hedefleyen ilimdir. Faydalı ilmin temel kitabı Kur’an-ı Kerim’dir. Baş Öğretmeni ise Peygamber efendimizdir. Bir ilim insanı, faydalı ilmin sahibi olmalıdır. Peygamberimiz: “Kıyamet günü, insanlardan azabı en şiddetli olan, ilmi kendisine fayda vermeyen âlimdir” buyurmuştur. İtikat ve düzen olarak İslam’ın yaşanmasına engel olan şer güçlere karşı, mazlum Müslümanların ve toplulukların yanında yerini almadıkça hiçbir ilim adamı sorumluluktan kurtulamaz. İlim adamı; hakkı ve adaleti koruyup yaşatmakla, halk da, itikat ve düzen olarak İslam’ı öğrenmek için âlimlere müracaat etmekle mükelleftir. Açık bir gerçektir ki, millet içinde iki sınıf insanın düzelmesi, milletin düzelmesidir. Onların bozulması, milletin bozulup bozguna uğramasıdır. Bunlar; egemen yöneticiler ve ilim adamlarıdır. Egemen yöneticiler ve âlimler, mümin ve Adil Düzen taraftarı olduğu müddetçe millet, adalet üzere olur, huzur ve saadet bulur. Egemen yöneticiler zalim, âlimler de zulümde onların yardımcı memurları olurlarsa, millet bozguna uğrar. Milletimiz, yaklaşık son yüz elli yıldır bu korkunç felâketi yaşamaktadır. Siyasetten ekonomiye, eğitimden hukuka ve sanayiden teknolojiye, iç politikadan dış politikaya bütün sosyal ve insani konular şuurlu âlimlerin ilgi alanıdır. Sorumluluğunun ve görevinin farkında olan âlim, bu konularla ilgilenir ve çözüm üretir.
Âlimlerin yapmadığı bu görevi bugün Milli Görüş ve Saadet Partisi yapmaya çalışıyor.
İSLÂM , EKONOMİ VE ÂHLAK
Allah; ondan başka ilah yoktur. İnsan, Allah’ın yarattığı eşref-i mahlûkattır. İslam; yaratan Allah’ın insana teklif edip emrettiği bir hayat düzenidir. İslam; kötü ve zararlı değil, iyidir ve faydalıdır. İslam’sız hayat olmaz. İslam; solcunun, sağcının, komünistin, Marksist’in, ateistin, dindarın, liberalin, Yahudi’nin, Hıristiyan’ın, Budist’in de saadetini ister. İslam, insana düşmanlık etmez. İslam; insana zarar veren kötülüklere, inkâra, şirke, nifaka ve ırkçılığa karşı çıkar. İslam; zulmü, haksızlığı ve adaletsizliği kınar. İslam Allah’tandır ve Allah katında tek ve gerçek din; itikat ve düzen sadece İslam’dır. İslam’dan başka hayat dini ve düzeni yoktur. Kendilerine daha önce Tevrat, Zebur ve İncil gibi kitaplar verilmiş olan Yahudiler ve Hıristiyanlar ise ilmin gerçek kaynağı Kur’an geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık, azgınlık ve aşırılık yüzünden İslam ile aralarına ırkçılık, inkârcılık ve şirk gibi engeller koyarak İslam’a girmediler. Allah’ın ayetlerini tahrif edip inkâr ettiler. Bunun için ilahi gazaba uğradılar, sapıklığa düştüler. Bunlar, Allah’ın hesabının çok çabuk olduğunu da unuttular. İnsanlığın arayacağı tek gerçek, İslam’dır. Her kim, Peygamberlerin Allah’tan alıp insanlığa telkin ettiği mükemmel bir hayat nizamı olan İslâm’dan başka bir din; itikat ve düzen ararsa, şunu iyi bilmelidir ki, böyle bir din; itikat ve düzen, Allah katında kabul edilir bir tercih olmayacaktır. O kimse, dünya hayatında kaybedenlerden olacağı gibi, âhirette de kesinlikle zarara uğrayanlardan olacaktır. Allah, insanlığa emrettiği dini, kemale erdirmiştir. Kâfirler, müşrikler, münafıklar ve ırkçılar; bu dini, itikat ve düzeni  engellemekten ve daha üstün bir adalet ve ahlâk sistemi getirmekten aciz kalmışlardır. Biz kullara düşen, Nemrut, Firavun, Karun gibi olanlardan değil, sadece Allah’tan ittika edip çekinenlerden olmaktır.  Çünkü Allah, bize ihsan ettiği nimetleri İslam ile tamamlamıştır. Allah, doğru yolda yürümek isteyenlerin kalbini İslam’a açar. Kim de sapıtmak, yanlış ve batıl yollarda yürümek isterse, onun da kalbini iyice daraltır. Allah inanmayanlara murdarlıktan başka bir şey vermez. İtikat ve düzen olarak İslâm›a çağırıldığı halde Allah›a karşı yalan uyduranlar, zalim kimselerdir. Allah, zalim olan toplulukları da adil olan yola erdirmez.
EKONOMİ
İnananlar, birbirinin mallarını; hırsızlık, kumar, gasp, faiz, aldatma, hile gibi haksız ve batıl vasıtaları kullanarak yemezler. Başka insanların sahip olduğu mallardan bir kısmını ele geçirmek amacıyla yolsuzluğa ve rüşvete yönelmezler. İslam’ın ekonomik düzeni; Adil Ekonomik Düzen’dir. Bu düzen, faize imkân vermediği için emeği korur. Bu düzen, haksız vergilere fırsat vermediği için, üretimi ve sanayileşmeyi kolaylaştırır. Adil Ekonomik Düzen, ölçü ve tartıda adaleti, dürüstlüğü ve paylaşımı esas alır. Bir ekonomik düzen, ahlak ve adalete dayanmıyorsa, orada merhametten ve kul hakkından söz edilemez. Batı dünyasında ilah, insan ve çevre ile ilgili itikadi zemin bozuk olduğu için, kurdukları ekonomik düzen insanlığa kölelikten başka bir şey sunmamaktadır. Batı’da çevre, kilisenin ve Siyonizm’indir. İslam’da ise çevre Allah’ındır ve insanlığa olan bir emanettir. Allah’ın hayrı ve nimetleriyle dolu olan bu çevre yani yeryüzü kötü değildir. Kötü olan, insanın yanlış tercihlerinden dolayı ürettiği faizci kapitalist düzen ve israflardır. Bu dünyada insanın temel vazifesi, istifadesine sunulan dünya nimetlerinden meşru şekilde yararlanmak ve rızkını helalinden kazanmaktır. Sermaye, mal ve mülk, sadece belli grupların elinde dönüp duran bir imkân olmamalıdır. İnsanları maddi ve manevi yıkıma götüren şey; ekonomik gücü elinde tutan kesimlerin, hukuk düzenini de kendi lehlerine olacak şekilde düzenlemeleri, faizi ve tüketime dayalı zulüm vergilerini kullanarak sömürüyü yaygınlaştıran bir köle düzeni kurmuş olmalarıdır. Irkçı emperyalizm ve kapitalist Batı, kendilerini ilah kudretine sahip konumda görmüşler ve iktisadi hayatı alt üst ederek karada ve denizde düzenin bozulmasına sebep olmuşlardır. Bu yüzden bütün dünyada sefalet ve çöküş kaçılmaz olmuştur. Bu durum, mülkün hakiki sahibi olan Allah’ın razı olacağı bir durum değildir. Allah kullarına zulmetmez, zulme de taşkınlığa da rızası olmaz. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, haddi aşan topluluklar üzerine bu orduları gönderir. İnsanlık tarihi bu ilahi müdahalelerle doludur. Faiz, Allah ve Resulüne karşı açılmış bir savaş ise, bu savaşı faizciler değil, Allah’ın gökteki ve yerdeki orduları kazanır. Koronavirüs Allah’ın bir ayetidir. Bu ayet insanları İslam’a ve adil ekonomik düzene çağırıyor ve yönlendiriyor.
AHLAK
Faizci kapitalizm, büyük ölçüde rant sağlama yoluyla para kazanma üzerine kurulmuş; temelde insanın ve toplumun değil, kişisel çıkarların korunması hedeflenmiştir. Faizci kapitalizmin esas aldığı bir ahlaki disiplin de yoktur. Çünkü ahlaki disiplinler, emeğin korunmasını, varlıkların adil paylaşılmasını, toplumun bütün kesimlerinin refahını esas alır. Hiçbir ahlaki disiplin faizi, ekonominin bir unsuru olarak görmez. Çünkü faiz, adaletsiz paylaşımın ve haksız kazancın en önemli vasıtasıdır. Yine kapitalist düzende içki, kumar, şans oyunları ve fuhuş gibi şeytan işi pislik işler de birer ekonomik faaliyet olarak kabul edilmektedir. Bunlar toplum arasında kin ve nefretin yayılmasına neden olur. Ahlak ve maneviyat, hem sosyal konuların düzenlenmesinde, hem de ekonomik faaliyetlerin yürütülmesinde temel disiplindir. Ahlaki değerlerden mahrum bırakılan ekonomik faaliyetler, milletlerin ve ülkelerin sömürü aracı olmuştur. Allah, ekonomide iktisat ve ahlakı emretmiş ve israfı ve ihtikârı haram kılmıştır. Bu esasa Milli Görüş’ün benimsediği Adil Düzen uyar.
OLMADAN OLMAZ
Usulü olmayanın vusulü olmaz. Peygamberimiz ve ashabının mücadelesi, bizim için önemli bir örnektir. Karşılaştıkları zorlukları, engelleri ve takındıkları tavırları düşünmemiz gerekir. Onlar gibi başaracağımıza inanalım ki kazanalım. İman olmadan, hiçbir zafer kazanılamaz. Sabır, sebat, azim, sadakat, salih amel ve hayra hizmet, imanın göstergesidir. İman; teşkilat halinde mücadele etmeyi gerektirir. Bir gayeyi gerçekleştirmek ve bir programı yürütmek için hiyerarşik bir düzen içinde bir araya gelerek faaliyet gösteren vasıflı ve yeterli sayıda insandan oluşan yapıya teşkilat denir. Teşkilat; aynı kavramlara aynı manaları yükleyip aynı tanımlarla düşünerek aynı eylemleri ortaya koyabilen insanlar topluluğudur. Ben teşkilat oldum demekle, teşkilat olunmuyor. Her işin, her mücadelenin kendine has usulü ve eylemi vardır. O usul ve eylem göz ardı edilirse beklenilen sonuç elde edilemez. Tedavi için baytara değil, doktora gidilir. Evlere kapıdan girilir. Adil Düzen’e Saadet Partisi ile ulaşılır. Teşkilatlanmadan topluma önderlik yapmak mümkün olmaz. İslam; hakkı savunan, kötülüklere direnen teşkilatlı bir toplum olmayı emreder. Teşkilat demek, kadro demektir. Metal yorgunu olmuşlardan hayır gelmez. Sağlam duvar sağlam tuğla ister. Bunun için sürekli bir eğitim gerekir. Eğitimsiz teşkilat olmaz. Adil Düzen’in ne olduğunu bilmeyen bir teşkilat, toplumu ikna edemez. Milli Görüş ve Saadet Partisi sıradan bir hareket ve teşkilat değildir. İnsanlar Adil Düzen’i arıyor, öyleyse Saadet Partisi teşkilatları Adil Düzen’in ne olduğunu milletimize anlatacak.
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN (LİNK’TEN)  54. TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ EFSANE BAŞBAKANI  MİLLİ GÖRÜŞ LİDERİ SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANI MERHUM PROF. DR. Necmettin ERBAKAN’IN ADİL EKONOMİK DÜZEN KİTABINI MECLİS (TBMM) ACIK ERİŞİM KÜTÜPHANESİNDEN İNDİRİP MİLLETİMİZE VE İNSANLIĞA ANLATINIZ.
DİJİTAL KİTAP OLARAK SOSYAL MEDYA’DA BÜTÜN ORTAMLARDA HEDİYE EDİNİZ. ÜCRETSİZDİR.
https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/bitstream/handle/11543/2631/199601001.pdf?sequence=1&isAllowed=y
Bu anlatım yapılmadan olmaz. Bütün Milli Görüş kadrolarının yoğunlaşacağı en önemli şey, insanın yaşadığı her yerde var olmaktır. Var olmak usuldür, tebliğ yapmak vusuldür. Tebliğ yapmak, kavga etmek, had bildirmek değil, ikna etmektir.
ÜÇÜNCÜ FETİH
Kudüs, ilk olarak Hz. Ömer döneminde fethedilmiştir. Daha sonra, Haçlılar tarafından işgal edilen Kudüs ikinci kez Selahaddin Eyyubi tarafından fethedilmiştir. ABD ve İsrail tarafından işgal edilen Kudüs üçüncü kez fethedileceği günü beklemektedir. Kudüs, üçüncü kez mutlaka Milli Görüş ile fethedilecektir.
“Mehmetçiğin bir damla kanı, dünyanın servetinden değerlidir.” Kitabımız Kur’an-ı  Kerim bize düşmanlarımızı bildirmiyor mu? Düşmanı tanınmadan onunla mücadele nasıl olur? Ekranın/perdenin arkasını görenler, aralayanlar, arayanlar cihat edenler çoğaldıkça bu tiyatro bitecek. Perdeler inecek. Siyonizm dünya sahnesinden çekilecek. Zulüm son bulacaktır inşallah. Hak gelecek yeniden, batıl da yok olacak.
Ülkemiz/bölgemiz/dünyamız bu kadar karanlık da, ümitsiz miyiz? Olamayız… Rabbimizin zulme rızası olmadığına, kemale erince -biz Müslümanlara rağmen- zulmü sonlandıracağına inanıyoruz. Siyonizm belasının/fitnesinin sonlanacağını hem Kur’an-ı Kerim hem de “muhbir-i sadık” son Peygamberimiz (s.a.v.) müjdeliyor. Şüphesiz ki Allah ve Resulü doğru/hak söyler…
Allah-u Teala’nın peygamberlerin lanetine (Maide/78, Nisa/52) muhatap olan ve ahir zamanda da helak edeceği vaat ve müjdeleri bizi umutlandırıyor, sevindiriyor (İsra, Araf/167). Sadık habercimiz de aynı mahiyette müjdeliyor. Yeniden kıyametten önceki “40 yıllık(?) yeniden asrı saadeti/adaleti” müjdelemiyor mu? Hak batıl savaşında “işittik, isyan ettik” diyerek fesada koşanlar değil, “işittik itaat ettik” diyen müminler kazanacak. “Gidin Rabbinizle siz savaşın” (Maide/24) diyenler değil, Allah yolunda her şeyiyle cihat edenler kazanacaklardır.
ZULÜM EBEDÎ OLMAZ
  BARIŞ kılıfı içinde sunulan sözde Yüzyılın Anlaşması neresinden tutulursa tutulsun tam bir despotluk. Zalimler aciz ve korkaktır. İsrail’in içine korku düştü bile. Zulüm payidar olmaz.  İşte ilâhî müjde: “Onların dağları yerinden oynatacak planları olsa da Allah’ın planı işler” (İbrahim, 46).
 Yaşanan olaylar, Erbakan Hoca’nın bir ömür İslâm Birliği’ni kurmak için çalışmasının önemini güzelce açıklıyor. Müslümanlar problemlerini el ele vererek birlikte çözme görevlerinin olduğunu asla unutmamalı.
ÜZÜLMEYİN, GEVŞEMEYİN İNANIYORSANIZ
ÜSTÜNSÜNÜZ.
ZAFER İNANANLARINDIR VE ZAFER YAKINDIR.
ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAKTIR.
Daha iyi yapacağım diye teşkilattan ayrılabilir miyim? Hayır. Ayrı
baş çekmek veya ayrılmak, tefrikadır. Tefrika ise haramdır.
Anayasa;
“Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan
haklarına saygılı, … demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”
“Madde 5: … toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve
hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal,
ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli
şartları hazırlamaya çalışmaktır.”
“Madde 17: Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme Hakk’ ına
sahiptir.… .”
Bu maddelerde özet olarak belirtilen “İnsanın maddi ve manevi varlığının
gelişmesi için gerekli şartların hazırlanması” görevini gerçekleştirmek için
önce hepimiz iyi insan olmaya gayret etmeliyiz.
Toplumun maddi ve manevi kalkınmasının sağlanması ve bu anayasal görevlerin
yerine getirilmesi ancak;
“Yeniden Büyük Türkiye”nin kurulması ile mümkündür.
Bu ise Adil Düzenin kurulması ile gerçekleşir.
Adil Düzen de ancak “Milli Görüş” ile kurulabilir.
Biz, bu kâinatın/mahlûkatın içinde bir zerreyiz ve Allah’ın kuluyuz.
Ancak, Eşrefi mahlûkatız ve elhamdülillah Müslümanız.
Allah’ın rızasını kazanalım ve mükâfata nail olalım diye kulluk vazifemizi
yapıyoruz.
Bu kulluk vazifemizi yaparken;
Açısı tam, iyi insan olmamız ve şu üç kelimeyi asla aklımızdan çıkarmamalıyız.
1.İslam ; İslamsız saadet olmaz
2.Şuur ; Şuurlu Müslüman Olmalıyız
3.Cihat ; Cihad etmeliyiz
İŞTE;
MİLLİ GÖRÜŞ VE MİLLİ GÖRÜŞÇÜ OLMAK BUDUR.
HAYAT; İMAN VE CİHADDIR.
ÜZÜLMEYİN, GEVŞEMEYİN İNANIYORSANIZ
ÜSTÜNSÜNÜZ.
ZAFER İNANANLARINDIR VE ZAFER YAKINDIR.
ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAKTIR
AHİRETE GÖÇMÜŞ DAVA BÜYÜKLERİMİZ VE BÜTÜN GEÇMİŞLERİMİZ İÇİN
EL FATİHA.
Allah(c.c.), günün feyzi, bereketini size ve ailenize ihsan eylesin. Sağlıklı, hayırlı ve müreffeh bir hayat ihsan eylesin.
Muharrem Bozçal
Makale Yazısı
AvrupaPress
Muharrem Bozçal     /     AVRUPAPRESS

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP