Son Zamanlarda Duyduğum En Saçma İstifa Sonrası Patron Söylemi
Arkadaşımın başına gelen bir olayı paylaşmak istiyorum. İş yerinde bir danışman tarafından sürekli mobbinge maruz kalıyor. Özellikle son iş gününde danışman, saygısız bir oturma biçimiyle adeta kıçını dönerek oturuyor, terbiyesizce sesini yükseltiyor ve mobbingine devam ediyor.
Bu esnada aralarında geçen konuşmanın konusu, çalıştıkları medya ajansıyla ilgili. Danışman, ajansın hırsız olduğunu iddia ediyor. Gerekçesi yok, kanıt yok, sadece kendi önerdiği ajanslarıyla çalışılmıyor olması. Üstelik arkadaşım, ajansı toplantıya davet ediyor ve ajans geliyor, fakat danışman toplantıya katılmıyor. Bu danışman sektörde « leş insan » olarak anılıyor; iş hayatında kimse onu sevmiyor. Kişisel egosunu ve çıkarlarını kurumsal zemine taşımaktan çekinmiyor. Tüm bu saygısız ve temelsiz ithamlara rağmen patron hiçbir şekilde müdahale etmiyor; olanları sessizce izlemekle yetiniyor.
Arkadaşım ise yaşadığı yoğun stres nedeniyle ertesi gün işe gitmeyip sakinleşmeye çalışıyor. Bir gün sonra ofise giderek istifasını yazılı şekilde teslim ediyor. Ancak patron, bu istifayı “İşe gelmedi, muhtemelen iş görüşmesine gitmiştir” gibi temelsiz bir bahaneyle kabul ediyor. Dahası, arkadaşım ile ne bir konuşma yapıyor ne de bir veda zahmetinde bulunuyor. Üstelik arkasından “Zaten iş görüşmesine gitmişti, ben de istifasını kabul ettim” diyerek durumu çarpıtıyor.
Bu yaşananlar gerçekten akıl tutulması değil de nedir? İş görüşmesine gitmediği hâlde gitmiş gibi iftira atmak ne kadar ahlâklı? Sanki ilk kez bir çalışanın iş aradığına tanık oluyormuş gibi davranmaları da ayrı bir garabet.
Bazı danışmanlar, çalıştıkları şirketlerde kendilerini « üst akıl » gibi görmeye başlıyor. Eğer patron yeterince zeki ve sağduyulu değilse, bu zehirli egoları fark etmiyor ve bu çarpık düzen büyüyerek devam ediyor.
Allah hepimizi bu tarz patronlardan ve toksik çalışma ortamlarından korusun.
Halime Önen / AVRUPAPRESS