en iyi bahis siteleri
1xbetbetpasmariobet
DOLAR 32,4741 -0.07%
EURO 34,9036 0.01%
ALTIN 2.419,30-0,10
BITCOIN 1873698-3,97%
Ankara
14°

KAPALI

04:16

İMSAK'A KALAN SÜRE

TİROİD HASTALARINDA BESLENME
303 okunma

TİROİD HASTALARINDA BESLENME

ABONE OL
novembre 14, 2019 23:09
TİROİD HASTALARINDA BESLENME
1

BEĞENDİM

ABONE OL

TİROİD HASTALARINDA BESLENME

      Tiroid hormon bozukluğu ülkemizde sık görülen bir hastalıktır. Tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Anne karnından itibaren fetüsün iyot ihtiyacına dikkat edilmelidir. Eksiklik olduğu takdirde eğer tedavi edilmezse zeka geriliği, prematüre doğum, preeklampsi, ablosya plesanta, geri dönüşü olmayan santral sinir sistemi bozuklukları görülebilmektedir. Bu ayki yazımda büyük önemi olan tiroid hormonlarını, tiroid bezinin bozulmasıyla meydana gelen hastalıkları ve beslenme tedavilerinde hangi önerilere uymamız gerektiğinden bahsedeceğim.

      Tiroid hormonlarının üretilmesi, salınması ve depolanması tiroid bezinin görevidir. Bu hormonlar kasların düzgün çalışmasında, enerji dengesinin sağlanmasında ve vücut ısısının kontrolünde önemli bir yere sahiptir. Kadınların doğum yapması ve menopoz süreçlerindeki hormonal değişiklikler erkeklere oranla daha çok tiroid rahatsızlıklarına yakalanmalarına neden olmaktadır.

      T3 ve T4 içlerinde iyot bulunan tiroid hormonlarıdır. TSH ise tiroid hormonlarını düzenleyen bir hormondur. Günlük iyot ihtiyacı karşılanmadığında eksiklikler görülmektedir. WHO‘nun verilerine göre günlük iyot ihtiyacımızı karşılayacak tuz miktarı 5 gramdır.

      Tiroid hormonları testis, akciğer, dalak, retina, beyin gibi bazı dokuların aktivitesi hariç diğer dokularda metabolizmayı arttırmaktadır. Vücudumuzda protein sentezi arttığı için de büyüme ve gelişmede de artış görülecektir. Tiroid hormonlarının fazla çalışması proteinlerin yıkımının yapımının önüne geçmesine ve kas kayıplarına sebep olmaktadır. Ayrıca albuminlerin de yıkımı arttığından bireylerde hafif hipoalbuminemi de olabilmektedir. İç salgı bezlerinin aktivitesinde de artmalar yaşanacaktır.

      Tiroid hormonlarından olan T3 hormonu glikozun vücutta yapımı, emilimi ve kullanımında görev almaktadır. Fazla salgılanması durumunda kandaki glikoz miktarı arttığından insülin ihtiyacı gereğinden fazla olacaktır bu da ileride diyabet riskini açığa çıkarmaktadır. Yapılan çalışmalara göre obez bireylerde T3 ve T4 hormonları normal seviyede olmasına karşın TSH seviyelerinde artış görülmektedir. Bu da BKİ’nin arttığı durumlarda TSH’nin de artabileceğini bizlere göstermektedir.

       Lipid metabolizması üzerinde tiroid hormonlarının işlevi bulunmaktadır. Karbonhidrat ve protein metabolizmasında olduğu gibi lipidlerin yapım ve yıkımında da tiroid hormonları görevlidir. Fazla salgılanması lipidlerin vücuttaki depolarının azalmasına, serum lipidlerinde düşmelerin yaşanmasına neden olmaktadır. LDL kolestrolu düşer. Yağ dokularında bulunan yağların parçalanmasıyla kana geçiş sağlanır ve kan yağ asitleri yükselir.

      Tiroid hormonlarının fazlalığının uzun süre devam ettiği durumlarda kemiklerde kalsiyum eksikliği yaşanabilmektedir.

      Tiroid bezinden aşırı T3 ve T4 salınması durumuna hipertiroidi, TSH seviyelerinin yüksek T3 ve T4 değerlerinin düşük olma durumuna hipotiroidi, vücudun bağışıklık sisteminin tiroid bezlerini yabancı madde olarak görüp onu yavaş yavaş tahrip etmesine hashimoto tiroidi, bağışıklık sisteminin tiroid bezlerini aşırı uyarıp salgıların artmasına neden olan hastalığa ise graves hastalığı denmektedir.

       Hipertiroidinin tedavisi aksatılmamalıdır. Menopoza giren kadınlarda kemik kırığı, osteoporoz, kalp yetmezliği, kan basıncında artış, ritim bozukluğu yaşanmaktadır.

      Hipotiroidi tedavisinde ilaç kullanılması önemlidir çünkü tahrip olan bezlerden bir daha hormon salgılanması olmamaktadır. Bu yüzden hormonların vücuda dışarıdan verilmesi gerekmektedir. Hipotiroidi kalbi etkileyen önemli bir durumdur. İleriki zamanlarda kişide artmış damar sertliği; düşük kalp atım hızı; LDL, total kolestrol ve trigliserit düzeylerinde artış; kalp zarında sıvı toplanması; normalden yüksek kan basıncı ve kalp yetmezliği ihtimalleri açığa çıkmaktadır.

      Tiroid hastalıklarında ilaç tedavilerinin yanında beslenme tedavisi de önemli bir yer tutmaktadır. Aslında tam olarak kesin belirlenmiş bir tedavi metodu yoktur fakat tiroid hormonu bozuklukları ile meydana gelen diğer hastalıkların tedavisini sağlamak tiroid hormon seviyelerinin normale döndüğünü bizlere göstermektedir. Tiroid ile beraber daha çok metabolik sendrom dediğimiz durumla karşılaşırız. Bu hastalığın içinde koroner arter hastalığı, dislipidemi, hipertansiyon, glukoz intoleransı ve abdominal obezite yer almaktadır. Zincirleme birbirlerini tetiklemektedirler. Bu sebeple metabolik sendromun oluşturduğu komplikasyonları tedavi etmek şu an için daha etkili olacaktır.

      Hipertiroidi olanlar deniz tuzunu kullanmamalıdırlar. Deiyonize tuz tercih etmelilerdir. İyot içeren takviye gıdalar, hazır soslar ve deniz ürünleri dikkat edilerek kullanılmalıdır. Hipotiroidli hastaların iyotlu tuz kullanmalarında bir sakınca yoktur. A vitamini, demir, selenyum ve çinkonun diyetteki miktarları kontrol edilmelidir. Kişilerde ağırlık kaybı yaşanması; karbonhidrat, protein ve yağ miktarlarının beslenme programında dengeli dağılması; fiziksel aktivitenin biraz daha arttırılması ve bol su tüketimi şu an için uygulanan ve sonuç görülen bir tedavi yöntemidir.

      Guatrojenik besinler vücutta yıkıma uğradıklarında tiroid sentezinde iyotun kullanılmasını engellerler. Bu nedenle hamile ve emziren anneler gibi iyot ihtiyacı fazla olan bireylerin, hipotiroidi gibi vücudunda yetersiz iyot bulunan kişilerin guatrojenik besinlere dikkat edip kullanımını kısıtlamalı hatta duruma göre hiç tüketmemelidirler. Brokoli, mısır, şeftali, çin lahanası, karnabahar, çilek, tatlı patates, soya sütü, tofu, soya fasulyesi, kara lahana, turp, ıspanak, yer fıstığı, lahana, şalgam, armut, çam fıstığı, badem, brüksel lahanası, böğürtlen guatrojenik besinlere örnektir. Lahana ve ıspanağın önce haşlanıp sonra dondurularak ağartılmasıyla guatrojenin etkisi hafiflemektedir. Sebzeleri pişirerek tüketmek de etkiyi azaltan bir diğer uygulamadır. Selenyum ve iyot içeren besinlerin tüketimi, guatrojenin tiroid hormonu sentezinde iyodun kullanımının engellenmesini önler. Peynir, ay çekirdeği, balık, et, pişmiş fasulye, tofu selenyum bakımından zengin besinlerdir.

      Kişide yukarıdaki belirtiler görülüyorsa ya da doktor tarafından tiroid bozukluğu teşhisi konulmuşsa bir diyetisyene giderek kendisine özel beslenme programı uygulanmalıdır. Çünkü kişinin yaşı, cinsiyeti, boyu, kilosu, yaşadığı çevre vb. birçok çevresel ve fiziksel faktör beslenme programını etkilemektedir. Doktor ve diyetisyenin iş birliği içerisinde uzun vadede bir program uygulanmalıdır.

Online diyet hizmetimden yararlanmak için bana whatsApp, instagram veya mail yoluyla ulaşabilirsiniz.

whatsApp : +90 534 305 17 54               

instagram: https://www.instagram.com/dyt.aysenurrabiaonen/?hl=tr

e-mail: rabia_onen@windowslive.com

DİYETİSYEN AYŞENUR RABİA ÖNEN

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.


HIZLI YORUM YAP