Aynı Küllüğün Çocukları :
Aynı Küllüğün Çocukları :
Emirdağ » 1970li yıllar , Haraminin » Tepeden , henüz » Güneş » Doğmadan , Guşluk vakti, Çarşıya doğru inerken , ilk Ev Rahmetlik Eşim » Perihan’gilin Evi , Tam karşısında Asırlık Çınar
İzzet Akının Evi , sonra » Suvermezli » Dede Çavuşun Evi ( Karakaş Hulisi’lerin ) Evi , sonrada
» Sarıoğlu Nihat Altınel’in » Evi, bu Nihat Altınel Abim , Bahçesinde » çok fazla KÜMES hayvanı yetiştiren ( Horoz, Tavuk ) bir büyüğümüz , bir Komşumuzdu , Sabah erkenden O meşhur Kırmızı , Yeşil Çubuklu pijamasını giyer , Sağ Elinde bir » Horoz » sol Elinde bir bıçak, İzzet Abimin Köşede , gelin önü keser gibi benim önümü keser , » Rüstem şu Horozu , bir kesiver » diye Rica ederdi , bu böyle ben Emirdağdan ayrılasıya devam etti
Bugün Eskişehir de Almanya » Komlezde » duran ve 50 yıldır görmediğim Kızı » Sema Altınel , Değerli eşi Ünal , Abisi » Ertuğrul Altınel ve eşi ile yollarımız kesişti , hep beraber güzel bir sohbet eşliğinde , Güneşli bir Eskişehir gününde hoşça hasret giderdik.
» Helkeyle Yoğurdu alır Eline
Yavaş , yavaş düşer pazar yoluna
Gelen , giden herkes uğrar Haline
Salısı Sel olur Emirdağ’ının
Atlıyı , yayayı almaz yolları
Sallanır salıda renk, renk şalvar
Adaçal’da açar Badem dalları
Filizi Kol olur Emirdağı’nın
Söz: Muharrem Kubat
Hoşça Kalın:
4/ 11/ 2025 Eskişehir
Rustem Cekic / AVRUPAPRESS
Değerini Bilen İnsanlar Azalıyor mu?
Kalabalığın içinde kendini koruyabilen, sesini değil özünü yükselten insanlar azaldı.
Ama hâlâ varlar; sessiz, sade, ama bir o kadar da etkileyici…
Bazen düşünüyorum da…
Gerçekten kendini bilen, olgun, kimseyi kırmadan var olabilen insanların sayısı gitgide azalıyor sanki.
Artık herkes bir yarışın içinde.
Bir telaş, bir gösteriş, bir “daha çok ben” hâli sardı her yeri.
Oysa bu koşuşturmanın içinde kaybettiğimiz en değerli şey, belki de insan olmanın sıcaklığı oldu.
İş hayatında da sıkça karşılaşıyoruz bununla.
Kimi insanlar koltuğu büyüdükçe sesini de yükseltiyor.
Oysa olgun insan bilir; güçlü olmak bağırmakla değil, saygıyla olur.
Gerçek liderlik, başkalarını ezmeden, onların içindeki potansiyeli ortaya çıkarabilmektir.
Ne yazık ki bazıları hâlâ başkasını küçülterek kendini büyük sanıyor.
Oysa küçümseme, en çok kişinin kendi eksikliğini gösterir.
Özel hayatta da farklı değil durum.
Kendini tanımayan insan, sevmeyi de tam bilemiyor.
Karşısındakini olduğu gibi değil, “olmasını istediği gibi” sevmeye çalışıyor.
Ama sevgi; düzeltmek değil, kabul etmektir.
Kırmadan, bastırmadan, sadece “sen olduğun için” diyebilmektir.
Bugün çoğu insan sevilmekten çok, beğenilmek istiyor.
“Olduğu gibi” değil, “olması gerektiği gibi” görünmeye çabalıyor.
Belki de bu yüzden, gerçekten içi dolu, karakteri sağlam insanlar azaldı gibi hissediyoruz.
Ama işin güzel tarafı şu:
Az da olsalar, bu insanlar hâlâ var.
Kalabalığın arasında sessizce yürüyen, kimseyi kırmadan kendi yolunda giden insanlar…
Belki sen de onlardan birisin.
Unutma;
Kendi özünü bilen insanın sesi yüksek çıkmaz, ama yankısı uzun sürer.
Gerçek nitelik, başkasını yıkarak değil, kendini onararak parıldar.
Belki de az oldukları için bu kadar kıymetliler.
Kalabalığın içinde kaybolmayan, özüyle kalabilen insanlar…
Ne başkasını yüceltmeye çalışırlar, ne de küçültmeye.
Sadece kendileri gibi olmanın huzurunu yaşarlar.
Ve biliyor musun,
Böyle insanların yanında olmak insana iyi gelir.
Seni değiştirmeye çalışmazlar; sadece olduğun gibi kabul ederler.
Çünkü bilirler:
Gerçek parıltı, kimseyi gölgeye itmeden de parlar.
Halime Önen / AVRUPAPRESS
European Women’s International Leadership Award 2025: Dünyayı Sarsan Sekiz Yolculuk
Yemen’den Fas’a, Slovenya’dan Jamaika’ya, Slovakya–İtalya’dan Tigray’a (Etiyopya), İstriya’dan (Hırvatistan) Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ne uzanan sekiz kadın…
Pazartesi akşamı Brüksel’de düzenlenen European Women’s International Leadership Award (EWILA) töreninde ödüllendirildi.
Sekiz farklı hayat, sekiz cesaret ve toplumsal fayda hikâyesi: üretmek, korumak, iyileştirmek, girişimcilik yapmak, eğitmek, onarmak, ilham vermek.
⸻
Avrupa’nın Sivil Vicdanından Doğan Bir Ödül
İlk kez 2019’da Avrupa Parlamentosu’nda verilen EWILA,
“Toplumsal rolleri yıkan, erkek egemen alanlara giren ve başkalarına yol açan kadınları” onurlandırıyor.
Covid döneminde Hessen Temsilciliği’nde düzenlenen törenden sonra, bu yıl ödüller Brüksel’de Rogier Meydanı yakınında sahiplerini buldu.
2025 Jürisi: Marième Albertini, Radouan Bachiri, Björn Hultin, Irene Kamanzi, Frank Schwalba-Hoth, Svetlana Spaic.
Açılış konuşmalarını Radouan Bachiri ve Frank Schwalba-Hoth yaptı. Her ödül bir davetli tarafından takdim edildi, ardından konuşmalar gerçekleştirildi.
2025’in Sekiz İlham Veren Ödül Sahibi
Najla Alshami (Yemen) — Sanat, Hafıza ve Onur
UNICEF ve Dünya Bankası dahil birçok kurumda görev yaptı; savaş nedeniyle sürgüne gitti.
Belçika’da Yemen Art Basei, ardından çatışma ülkeleri için International Art Basei kurdu.
Mesajı: “Bir ülkenin imajını sanatın yaratıcı gücüyle değiştirmek.”
Khadija Bendam (Fas) — Nükleer Güvenlik ve Kadın Liderliği
Mohammadia Mühendislik mezunu. AIEA uzmanı. Afrika çapında nükleer güvenlik tatbikatları yürüttü.
Women in Nuclear Global ve Arap Kadınlar Ağı üyesi.
Konuşmasından: Fas Anayasası’ndaki eşitlik vizyonuna atıf; “yenilik yapan, koruyan ve toplumu yükselten” kadınlara ithaf.
Violeta Bulc (Slovenya) — Teknolojiden “Eko-Medeniyet”e
Mühendis, girişimci, eski Slovenya Başbakan Yardımcısı ve AB Ulaştırma Komiseri.
Teknoloji, kültür ve sürdürülebilirliği birleştiriyor.
Mesajı: “Barış, güçlünün erdemi olmalı.”
Mottosu: “Aradığımız insanlar biziz.”
Nasancia Charles (Jamaika/ABD) — Yeniden İnşa ve Umut
Şiddet ve travmalardan kurtuldu; New York’ta gayrimenkulde ilk %25’e girdi.
Kazançlarını kadın sığınma evleri için programlara aktardı.
Nijerya’da ve Melissa Kasırgası sonrası Jamaika’da aktif.
Metaforu: “Güven ve özsaygı sığınakları inşa etmek.”
Klaudia Fliegelova (Slovakya–İtalya) — Duygusal Zekânın Kamusal Değeri
Zorlu hayat hikâyesi sonrası 50 yaşında üniversiteye döndü.
Emotionologia platformunu kurdu.
Programları Avrupa Parlamentosu insan kaynaklarında uygulanıyor.
Sözü: “Acıyla yüzleşmeyi seçen kadınlara…”
Rahwa Kinfe (Tigray, Etiyopya) — Sığınmadan Kamu Sözüne
Tigray’daki şiddetten kaçarak Belçika’ya sığındı.
Savaş mağdurları için kampanyalar yürütüyor.
Engelli sporcuları 2028 Paralimpik Oyunları’na hazırlıyor.
Sözü: “Gerçek umudumuz insan dayanışmasında.”
Elis Lovrić (İstriya, Hırvatistan) — Küçük Dillerin Büyük Sesi
Labin lehçesinde ve 15 dilde şarkı söyleyen oyuncu–şarkıcı.
Kanser hastaları, serebral palsi ve yaşlı bakım evleri için konserler.
Repliği: “Impossible, I’m possible demektir.”
Christine Schuler-Deschryver (KDC) — İyileştirmek, Eğitmek, Dönüştürmek
Eve Ensler ve Dr. Denis Mukwege (2018 Nobel Barış Ödülü) ile City of Joy kurucusu.
2.300’den fazla tecavüz mağdurunu liderlik ve yaşam becerileriyle güçlendirdi.
Video mesajında: Doğu Kongo’daki işgal savaşı ve uluslararası sorumluluk çağrısı.
Yoğun, Sade, Anlamlı Bir Gece
Her ödül bir sunum, bir konuşma ve müzikle taçlandı.
Tören Elis Lovrić’in gitar performansıyla kapanırken, ardından kokteyl ve sohbet gerçekleşti.
Neden Önemli?
• Bu öyküler; nükleer güvenlikten savaş travmasına, küçük dillerden kitlesel cinsel şiddet sonrası iyileşmeye kadar somut değişim alanları açıyor.
• Kadın liderliği slogan değil; ölçülebilir, uygulanabilir, yayılabilir bir eylem zinciri.
Bilgiler
• EWILA — European Women’s International Leadership Award
• Adres: DoubleTree by Hilton Brussels City, Rue Gineste 3, 1210 Bruxelles
• Web: ewilawards.com
• Jüri: Marième Albertini, Radouan Bachiri, Björn Hultin, Irene Kamanzi, Frank Schwalba-Hoth, Svetlana Spaic
Alıntılar
• Violeta Bulc: “Barış, güçlünün erdemi olmalı.”
• Rahwa Kinfe: “Aynı dili konuşmuyorduk ama aynı acı ve direnci paylaştık.”
• Elis Lovrić: “Impossible, I’m possible.”
• Khadija Bendam: “Bu ödül, umudun ve ortak sorumluluğun mesajıdır.”
• Najla Alshami: “Hayalleri sanatla değiştirmek: unutmanın en güçlü panzehiri.”
Editörden
Brüksel, dünya başkenti ve kurumlar merkezi olarak, EWILA ile bir kez daha gösterdi:
Avrupa, kadınların çoğul hikâyeleriyle yazılıyor.
Şifa veren, koruyan, inşa eden, umut olan sekiz kadın. Tebrikler.
Bilgin Ozcifci / AVRUPAPRESS
Bilgin Ozcifci / AVRUPAPRESS
Kimlik Bilgilerinin Değiştirilmesi
Kimlik Bilgilerinin Değiştirilmesi
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kabul edilmiş ve 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6284 Sayılı yasa özellikle şiddetin önlenmesi konusunda çok önemli bir kanundur. Yasada şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan kadınların çocukların ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması amaç olarak belirtilmiştir. Şiddetin gerçekleşmesi veya şiddetin gerçekleşmesi ihtimali de yasanın uygulanması için yeterli olacaktır.
Kimlik Bilgileri Değiştirilebilir Mi?
6284 sayılı yasa cezai yaptırım dışında, sorunu çözmeye yönelik hükümler de getirilmiştir. Bu tedbirlerden birisi de kimlik bilgilerinin değiştirilmesidir. Özellikle diğer tedbirlerin yeterli olamayacağının anlaşılması halinde bu tedbire başvurulmaktadır.
Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi mümkün olacaktır.
Kimlik ve diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi hakim tarafından verilen tedbir kararı ile olmaktadır. Bu tedbirle kişinin ad, soyad, vatandaşlık numarası, anne ve baba adı değiştirilebilir.
Kimlik bilgilerinin değiştirilmesi tedbirinde; adli sicil, askerlik, nüfus, sürücü belgesi, evlilik cüzdanı, diploma, pasaport gibi her türlü belgelerin değiştirilmesi de mümkündür.
Şiddet Mağdurları Hangi Kurumlara Başvurabilir?
6284 Sayılı Koruma Kanunu ile kendisine en yakın, en kolay ulaşabileceği aşağıda verilen kurumlara başvurabilir. Polis Merkezleri, Jandarma Karakolları, Aile Mahkemeleri, Sağlık Kuruluşları, Cumhuriyet Savcılığı, Şiddet Önleme Ve İzleme Merkezleri(ŞÖNİM) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlükleri, Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri, Baroların adli yardım büroları ve kadın örgütleri olabilir.

Avukat Ceren Yanık / AVRUPAPRESS